14 Şubat çikolatam benim minik sevgilim :)

25 Aralık 2008 Perşembe

11. AY ( 14 aralık / 14 ocak )



11.ayın maalesef hastalıklarla boğuşarak geçti oğluşum :(.....

Baban yılbaşında dönmek üzere 1 haftalığına Japonya'ya gitti oğlum Onsuz günler zor oldu :(

O gitti sen hasta oldun hastalıklaarla ilgili tüm ayrıntıları ilerleyen yazılarda yazdım zaten...

Kabus gibi günler geçirdik diyebilirim her şey üst üste geldi… Şimdi hastalıklarımızın öyküsünü anlatacağım sıkılanlar bu bölümü okumadan geçebilirler Ama ben hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan iyisiyle kötüsüyle herşeyi bu bloğa yazmak istiyorum ...

Kurban bayramının 3. günü griple başladı ve ardından ben de grip oldum o gün bugündür hastaneye koşuyoruz :(



Hastasın falan ama yaramazlıklardan geri kalmıyorsun bızdığım :) işin gücün sehpa üzerlerinde duran eşyaları indirmeye çalışmak






















ve TV sehpasının oraya gidip uydunun kanalını değiştirmek ya da tamamen kapatmak :) Bi de bakıyorsun TV ye değişti mi kanal diye :)






















Ben de sen de 1 ay iyileşemedik sürekli burnumuz aktı arada öksürdük ve ilk etapta önemli bir şey yok sadece soğuk algınlığı diye sağlık ocağına gittik oradaki doktor da ufak bir soğuk algınlığı dedi ve basit bir antibiyotik verdi. Onu kullanınca birkaç gün iyi oldun ama sonra daha kötü rahatsızlandın.



Çok üzüldüm anneannenle beraber başında nöbet tuttuk geceleri kaç gün. artık dayanacak gücüm kalmamıştı .










Bu resimin çekildiği gece de çok ateşin vardı canım oğlum :( yanaklarından belli zaten kıpkırmızı :( hep koynumu istiyordun o zaman da ...








Ben başta ilgi istediğin için yaptığını sürekli kucağımda uyumak istediğini sandım ya da dişlerdendir diye düşündüm ama ben senin hasta olduğunu düşünemedim ve sadece fazla ilgi beklediğini ve şımardığını hep koynumda olmak istediğini düşündüm bir de baban Japonya’da olduğu için onu özlemiş olabileceğin ihtimali de aklımdan geçti. ve rahatsızlıktan dolayı uyuyamadığını nasılsa düşünemedim:(

ama ateşlenince ve sürekli hızlı hızlı nefes alınca hemen seni hastaneye götürdüm sürekli ellerin bacaklarını havaya kaldırıyordun belli ki canın yanıyordu:( nefes alırken çok hırlıyordun içim gidiyordu Birden böyle oldu nasıl oldu anlayamadım Bikaç gündür neredeyse 1 haftadır gündüzleri çok keyifliydin hiçbir problem yoktu ama geceleri aşırı şekilde huzursuzdun ve uyku problemimiz vardı. Uykuda sürekli panik halindeydin ve özellikle de son gece çok hızlı nefes alıyordun sürekli ellerin ayakların havaya kalkıyordu uykuda ama benim aklıma canının yanığı en son geldi O zaman kendime çok kızdım işte derdin varmış ta ondan uyuyamıyormuşsun :(



Hastaneye gittik hemen Hava da inanılmaz soğuktu yılın ilk karı yağdı o gün. Gerçi pek yağdı da sayılmaz ama neyse... Bu sene kar yağmayacak gibi ...


Yine nazar ettim sana daha geçenlerde oğlum hiç antibiyotiklik hasta olmadı demiştim ama derken de şimdi dedim ya başıma gelir dedim ve oldun işte :( Daha önceden de seni bir profesöre göstermek istiyordum o yüzden poliklinikte profesöre göründük. O sırada uykun gelmişti ve karnın açtı o kadar çok ağladın ki doğru düzgün derdimi anlatamadım… Seni muayene ettikten sonra emzirdim ve tabi o kadar yorgunluğa emerken uyuyakaldın

Kulağında iltihap başlangıcı varmış anlaşılmasa ilerleyip daha kötü olabilirdi Allah korusun iltihap tedavi edilmezse çok kötü. 600 mg yüksek doz antibiyotik verdi 2-3 güne inşallah bişeyin kalmazmış...

Doktora soracağım bir sürü sorum vardı. Aklıma geldiği kadarını sordum iyi oldu ne zamandır seni iyi bir uzmana göstermek istiyordum zaten
Söylediklerini yazmak istiyorum ilerde lazım olur belki :)

*Kilo boy gelişimini iyi buldu hasta olduğun için motor gelişimine bakamadı sürekli ağlıyordun ve muayeneden sonra emerken uyuyakaldın meleğim ..

* burnunda fazla bir tıkanıklık olmadığı zaman burun spreyi kullanmamızı tavsiye etmediğini sadece çok tıkalı olduğunda kullanabileceğimizi çünkü spreyin gereksiz kullanıldığı zaman burundaki mikropları içeri taşıdığını, genelde serum fizyolojik kullanmamızı burnunun nemli kalmasının yeterli olacağını söyledi

*Fitilin iyi birşey olmadığını özellikle de erkek çocuklarına hiç tavsiye etmediğini iç organlara zararları olduğunu yarım fitil verebilir miyim diye sorduğumda da yarım fitil vermenin hiçbir mantığı olmadığını, fitilin kapsülünün içindeki ilacın yoğunluğunun her kısma eşit yayılmadığını, yarım verdiğimizde mesela ilacın yoğunlaştığı kısmı verdiydsek 1 fitilin tamamını vermiş gibi olacağımızı, diğer tarafı yani ilacın yoğunlaşmadığı kısma denk geldiyse de hiçbir faydası olmayacağını söyledi. Ancak düşmeyen ve 39 dereceyi geçen ateşlerde doktor kontrolünde fitil verilebileceğini o zaman da tam verilmesi gerektiğini söyledi.

*Normal ateş durumlarında daha çok calpol kullanabileceğimizi ateşli durumlarda 6 saatte bir ve çok ateş olursa da ancak 4 saatte bir verebileceğimizi yine de bunu çok tavsiye etmediğini belirtti

*Gece beslenmesine artık gerek olmadığını ama gece beslenmesini kesmek için önce kendi yatağında kendi kendine uyumayı öğrenmen gerektiğini söyledi ama bunu başarmamız çok zor gibi. İnşallah becerebiliriz. Doktorun söylediğine göre bir insan sadece bebekler değil gece birkaç kere uykuda gözlerimizi açıp etrafa bakar olağanüstü bir durum yoksa uyanmaz ve uykuya devam eder uyanınca da bunu hatırlamazmışız. Bebekler de aynı şekilde gece gözlerini açar acaba ben nerdeyim diye kontrol edermiş ve bebeğin nerde uyuduğu çok önemliymiş. Memede uyuduysa gözünü açtığında memede olmak , annenin yanında uyuduysa yine onun yanında uyanmak istermiş. O yüzden bebeği kendi beşiğinde uyutmak çok önemliymiş. Ama bu denemeleri sen iyileştikten sonra yapmam gerekiyomuş tabii ki şimdi maksimum ilgiye ihtiyacın var. Ve bunun yanında gece emmeye uyandığında ben değil de başka birisi ya annem ya eşim ilgilense uyutsa gece emmesini daha çabuk bırakır mı dedim önermedi. Ters tepebilirmiş. Hem meme isteyip hem anneyi de görmemek psikolojini etkileyebilirmiş . Ama malesef sen uyusan da seni beşiğine koyuyorum ve anında uyanıyor ve kalkıp gülüp oyunlar oynamaya başlıyorsun :) Beşiği nedense oyun aracı olarak görüyorsun :( Bunu nasıl bırakacaksın bilmem :(

*Kendi yatağında uyumaya alışman gerektiğini söyledi doktor ve onun yöntemini de anlattı. Daha önce de duymuştum her gece ısrarla uykun geldiği zaman seni beşiğine koyacağım, seni mızmızlandığında pışpışlayıp okşayacak ama asla kucağıma almayacağım, ağlasan da seni yatağından almadan avutacağım, ve bir süre sonra yanından ayrılıp deneyeceğim ağlasan da yanına gitmeyeceğim susmuyorsan 5 dakika sonra yine yanına gelip seni yine kucağıma almadan avutacağım... Gün geçtikçe seni yalnız bıraktığım süreyi de arttıracağım :(

ama pek bize göre değil gibi çünkü sen ağladın mı ortalığı ayağa kaldırıyorsun :( Ve seni değil uykun geldiğinde uykuya yeni dalmış olsan bile yatağına yatırdığım an nedense ayılıp gülmeye başlayıp ayağa kalkıp zıplayıp hiç uykun yokmuş gibi oyun istiyorsun :( Beşiği oyun parkı olarak mı görüyorsun ne anlamadım ama bu hiç hoşuma gitmiyor malesef :(

*Demir damlası konusunda da ferro sanolu kullanamadığımızı içmediğini ve ferrum hausman severek içtiğin için onu kullandığımızı söyledim. Hausmanın emiliminin diğeri kadar iyi olmadığını ama geçen ay yapılan kan tahlillerine göre kanının iyi çıktığını yeterli olacağını hausmana devam edebileceğimizi söyledi.


*Bababababa dedededede gibi heceleri sık söylemediğini ve ayına göre bunun normal olup olmadığını sordum ve birşey olduğunu sanmıyorum her bebeğin gelişimi farklı aceleye gerek yok ama içiniz rahat etsin isterseniz işitme testi yaptırın dedi. Ama sen bizim duyamadığımız sesleri bile maşallah öyle güzel duyuyorsun ki vazgeçtim sonra bu testi yaptırmaktan :)


* Gündüz aldığın katı besin miktarının da önemli olduğunu ve yeterli besin alamadığın zaman da gece huzursuz olup sık uyanacağını da söyledi doktor ...ve gece sık uyanan bebeğin de daha sinirli ve mutsuz olacağını ekledi...

Aklımda kalanlar bunlar...


Tam iyileştin derken tekrar ateşlendin ve hemen doktora gittik belli bir şeyin yoktu doktor hastalığı tam olarak geçmemiş ama önemli bir şeyi yok dedi şurup verin ateşi düşsün diye dedi. 3-4 gün hiç ateşin düşmedi ne gece ne gündüz çok çaresiz kaldım nasıl oluyo böyle dedim çok üzüldüm.


Sonra birden ateşin düştü ve rahatladık hepimiz. Ayfer teyzenlere gitmiştik ve orada altını değiştirirken göbeğindeki benekleri görünce çok korktum . 1 kaç gün önce de benekler vardı ama çok azdı isilik herhalde dedim önemsemedim bu kadar çok olunca doktora gittik ve tüm belirtiler 6. hastalık olduğunu gösteriyormuş.













Daha önce duymamıştım bu hastalığı kızamık gibi bir çocuk hastalığıymış ve 3 yaşına kadar bebeklerin neredeyse hepsi geçirirmiş bu hastalığı çoğu kişi isilik sanırmış. 3-4 gün düşmeye ateş ve ateşin birden düşmesi ardından çıkan döküntüler bu demekmiş ;)


Maalesef birkaç gün sonra uyku problemimiz aynı belirti ve rahatsızlıklarla geri döndü :(


yine hızlı hızlı nefes alıp vermeler, ağlama krizleri, elin kolun bacağın panik halinde havaya kalktı sürekli seni öyle görmek çok zordu:( Ne oyuncak istiyordun ne oyun sürekli kafanı koyacak yer arıyordun. İşin kötü yanı yine haftasonuydu zaten ne zaman rahatsızlansan haftasonuna denk geliyo aksilik bu ya :( ve Avrasya Hospital’a gittik. Muayeneden sonra doktor akciğer filmi ciğerlerine hava verilmesi ve kan tahlili gerektiğini söyledi… Hem çok pahalıydı orada hem de özel hastanelerde bazen para kazanmak uğruna gereksiz yere işlemler yapıldığı için direk Cerrahpaşa’ya gittik.


Daha önceden seni Cerrahpaşanın aciline götürmek istemiyordum belki ilgilenmezler diyordum… eğer ilgilenmezlerse Avrasya’ya geri döner yaptırırız gerekenleri dedik ama çok güzel ilgilendiler gereken müdahaleleri yaptılar. Onlar da ciğerlerine hava verdiler çok zor bir işlemdi bizim için çünkü o aleti 7 dakika boyunca yüzüne tutmak ve çıkarmamak gerekiyordu sen de hiç sıkıntıya gelemediğin için hastaneyi birbirine kattın. Her fırsatta aleti çıkarmaya çalıştın arada borusunu yerinden kopardın taktık yine debelenirken çıkardın hemşire bile şaşırdı nasıl yorulmadın hala debeleniyorsun diye… Bu işlem 20şer dakikalık aralarla 3 kere devam etti. Allahtan 3.sünde alıştın ve sanırın iyi de geldiği için sesini çıkarmadın artık asker gibi hazırolda kımıldamadan bekledin çok şaşırdık arada dürttüm seni kendinde misin diye :) Sonra doktor muayaene etti ve nefesin yine hızlıymış akciğer filmi istedi minicik ciğerlerinin filmini çektiler… Allahtan bişey çıkmadı ciğerlerinde ve Ventolin adlı şurubu verdi ve bir iğne yaptı bir de tonimer adlı sprey verdi çok iyi geldi çünkü genizin tamamen tıkalıydı ve nefes alamıyordun.



Çok dikkat etmemiz gerekiyor çünkü bu rahatsızlık 1 senede 3 kere tekrarlarsa Allah korusun astıma çevirebiliyormuş :(... Artık sıkıyönetim aldık ve seni yerlerde fazla süründürmüyoruz heryere halı serdik ve battaniye, genelde koltuk üzerinde oynaman için uğraşıyoruz.


Bu hastalığınla beraber ishal de oldun ve bayağı da uzun sürdü ishalin :s





Çok hasta olduğun dönemde havalar da çok soğuktu babanın ödü patladı daha kötü olacaksın diye ve sıkı yönetim ilan edip salonda yatma kararı aldı, ailecek salona taşındık. Evin peteklerine gelen borular en son bizim odamıza geliyor hem o yüzden hem de odamızın yarısının balkona ve dışarı bakması yüzünden evin en soğuk odası oluyor malesef :(





Elektrikli bir peteğimiz vardı odada ekstra onu yakıyorduk o bozuldu ve böyle gerekti. Sana tekli kanepeden bir yatak yaptık ve düşmemen için de önlemlerimizi aldık ama yine de ben çok tedirgin yatıyordum :( Geceleri gık desen anında sıçrayarak kalkıyordum yataktan ve her yanım ağrıyordu sonra da :( Çünkü beşik gibi korkuluklar yok ve atlarsın diye korkuyordum. Canın kıymetli aslında ama ne olur ne olmaz diye düşünmeden de edemiyordum.

















Gelelim hastalıklardan geri kalanlara :) Bu ay fotoğraf makinemiz bozuk olduğu için ilk yarıda fazla resim çekilemedik :(


ve hastalıklarla boğuştuğumuz için pek keyifli günler de geçirmedik ve güçsüz düştün oğlum :(
hatta çok seri sıralarken emeklemeye geri döndün ve bir süre sıralamadın :(




Sana arada bir gördükçe kitap alıyorum çok hoşuna gidiyor. Resimlere bakıp sana okuyoruz bazen sen de artık kitapları görünce sayfalarını açıp aaaaaa aaaaaa aaaaa diyor okumaya çalışıyorsun :) Hele ilk aldığım zamanlarda çok değişik geliyordu vr çığlıklar atıyordun ama malesef çoğu şeyi olduğu gibi onu da kameraya çekemeden bıraktın :(






















Filli içine şekil atılan uyuncağınla oynamasını da çok seviyorsun uzun süredir oynuyordun şekilleri içine atmaya çalışıyor bazen beceriyordun artık daha rahat şekilleri yerleştiriyorsun ama tabi bizim de yardımımız gerekiyor bazen. Bir de o oyuncağın şekilleriyle ona benzeyen diğer oyuncağın şekillerini yan yana koyduğumuzda onun şekillerini ayırt ediyor ve onları içine atmaya çalışıyorsun ;)












Gideceğimiz çok yer vardı aslında ama hastalıklardan dolayı hiçbiryere kımıldayamadık malesef sadece Ayfer teyzenlere gidebildik. Onlar da yeni evlerine taşındılar çok güzel kocaman bir ev aldılar. İnşallah güle güle otursunlar :)
Giderken ÖZlem teyzenin sana aldığı bere atkı takımını giydirdim sana bu sene olmaz diyordum ama çok yakıştı :)










Deniz ablanla Emre abin ile oynadınız









Oyuncak kılıç :)
nerden de tutmayı biliyorsun :)

Emre abine daha önce aldığımız ses değiştiren tabanca
Sana kalacakmış ama malesef bozulmuş :)
)





Bumbumunda artiz oğlum :) Dedesiyle şofer ve muavincilik oynuyorlar dedesi sesleniyo İstanbul ankara İzmir yolcular kalmasın Umut kaptan gidiyoooo :) senin de çok hoşuna gidiyor deden seni ittirmediği araba gitmediği zaman da sinirlenip posta koyuyorsun :











Saçları da uzadı artık oğlumun Babamız kestirmemizi istemiyo en azından mayıstan önce üşümesin kafacığı oğlunun diye :D Baban her konuda geniş ve umursamaz takılır ama konu senin sağlığın olunca gerçekten çok şaşırtıyor beni çok panik ve çok ince düşünceli oluyor :)






Hastalıklarla boğuşuyorsun ama yine de keyifli olmaya çalışıyorsun sen hep gül olur mu bebeğim
:)













SAna bayramda aldığımız eğitici CD çalara da alıştın ama onunla da çoğu oyuncağın gibi pek oynadığın yok :( Sadece o şarkı söyledikçe kafanı sallıyor oynuyorsun :)


Oyuncaktan ziyade eline kablo, şarj aleti ,vs.. verince oyalanıyor ve susuyorsun ilerde tamirci ya da elektronikçi olacağını söylüyor herkes :)




















Yılbaşında pek keyfimiz yoktu sen de ben de hastaydık biraz :(


ama en azından sevdiklerimizle birlikteydik o da yetti :) Ayfer ve Kadriye teyzenler biz ananen deden güzel bir akşam yemeği yedik .


















Bizim makinemiz bozuk olduğu için Kadriye teyzenin makinesiyle çekilenler var sadece ve onlar da çok az :(
Ama yılbaşından sonra Emre abinle birlikte seni birkaç poz daha çektim şapkalarınızı takıp ta :)

Kaç senedir biraraya gelip kutlamamıştık çok iyi oldu. Gerçi erkenden gittiler ama olsun :) sen de uyumamakta direttin 12 buçuğa kadar oturdun ce yeni yıla birlikte girdik canım bebeğim :)




















Baban da size benim siparişimle yılbaşı şapka ve maskeleri almış çok şeker oldunuz :)


Gerçi sen ne şapka ne maske takmak istedin ama bi şekilde resim çekene kadar kafanda tutmayı başardık :) Gözlüğü ama hiç tutamadık kafanda anında saldırıp çıkardın :)



Yılbaşı düdüğünü de eline geçirip diş kaşımak için kullandın zor aldık elinden :)










Diş sıkıntımız çok fazla oğlum alt dişler bu kadar zorlamamıştı :( Geceleri çok geç uykuya dalıyorsun bazen ve çok sık uyanıyorsun. Bikaç gece de neredeyse hiç uyutmadın beni çok zorlandım. Uyanıp emiyorsun dalıyorsun ama yatağına yatırdığım an sinirlenip kendini yırtarcasına ağlıyor ve ne emzik ne meme alıyor sürekli bağırıyorsun :((

allahtan her gece böyle değil yoksa çok daha zor olurdu. Üstten 2 dişin daha çıktı önce biri bikaç gün sonra diğeri yine de rahatlamadın yakında arkası da gelecek belli ki. bir an önce çıksalar da sen de rahatlasan biz de..





Üst dişlerin iyice uzadı çok tatlı oldular ne kadar da çabuk uzuyorlar çıkınca :) Gülünce de çok şeker oluyorsun :)
Ne kadar merak ediyordum ne zaman gülerken dişlerin görünecek diye! işte artık görünüyorlar :)



Bu arada hastalıktan halin kaldığı kadarıyla yeni marifetlerin de var biraz.. artık acıkınca mammm mamm mammm diyorsun ve biz yemek yerken görünce mamm mamm diyerek pıtır pıtır yanımıza geliyorsun :) Su isteyince de buuu buuu buuu diyorsun ama bunu 1 hafta kadar söyledin şimdilerde suya da mammmm diyorsun hatta önceden bumm bummm dediğin arabaya da mamm diyorsun :) Sonra yine düzelttin ama ;)


Terlikleri yerde görünce ayağımıza giydirmeye çalışıyorsun dedene gözlüklerini takıp çıkarıyorsun yerde çorabını görüp giymeye çalışıyorsun :) patiklerini görünce de giymeye çalışıyorsun tabi henüz yapamazsın ama ayağına doğru tutuyorsun işte :)
Pilleri oyuncakların ya da kumandanın pil yerine yerleştirmeye çalışıyorsun kumandanın pil yerini elinle çıkarıyorsun ama izin vermiyoruz gözümüzün önündeysen , kavanozların kapaklarını kapatmaya çalışıyorsun… Hatta geçen gün biz görmeden anneannenin örgü şişlerini almışsın ve örgü örer gibi iki şişi birbirine çarpıyorsun Aman Allah korusun şişlerle oynama oğlum …

Henüz ellerini bırakıp yürüme çabalarına başlamadın çok temkinli ve ürkeksin bu konularda :) sürekli biryerlere tutunup sıralıyorsun ama ellerini bırakmıyorsun canın çok kıymetli zaten :D mesela koltuktan aşağı düşersin diye korkuyoruz ama sen bizden çok korkuyorsun çok temkinlisin ineceğin zaman sıkı sıkı tutunup dengeni sağlayıp , önce ayaklarını sarkıtıp sonra gövdeni bırakıyorsun kesinlikle dengeni şaşırmıyorsun MAŞALLAH aman sakın düşme bebeğim

Bay bay gel gel ver ver belli belirsiz söylediğin kelimeler arasında arada anne baba ama en çok mammmmmmm... :) işine ne geliyorsa onu diyorsun :)

Kendin alkış yap istiyoruz ama sen yapmak istemiyor bize yaptırıyorsun :) kucağımızdayken alkış deyince ellerimizi ellerinle kavrayıp birbirine yaklaştırıp alkış yaptırıyorsun Madem nasıl yapıldığını biliyorsun kendin yapsana canım oğlum :D
Baban yabancı müzik dinlerken çok eğleniyorsun özellikle de tempolu müzikleri çok seviyorsun :) kafanı ve vücudunu sağa sola çevirerek çok tatlı dans ediyorsun çok komik oluyor :)
özellikle de Jeferson Airplane 'in Somebody to love şarkısına bayılıyorsun senin şarkın ilan ettik onu ve bloğa da ekledim :)