14 Şubat çikolatam benim minik sevgilim :)

31 Aralık 2010 Cuma

Ordan, burdan...

Yemek sonrası, makineyi bana ver anne! krizi :S


Önce anneanne ve dedeyi çekti :)

Sonra Umut'un yemediği lokmayı yerken annesini :))

Bu da sonn :)


Anne kuşu anneye yaslanmış :))

Elif halasıyla yusuf Berk'i severken :)



:))
Dedesiyle spor yapan Umutçuk :)) sizin bu hallerinizi kameraya çekmeye çalışıyorum ama malesef izin vermiyorsun . Dedene öğretiyorsun, ayağını şuraya atıca, kolunu şööle yapçan, hayır, ööle diill :))

Zaten parka gittiğinizde yolu da dedene hep sen gösteriyormuşsun, dede sen korkma ben yolu biliyomm diyomuş, tarif ediyormuşsun :) gerçi artık havalar soğudu çok nadir çıkabiliyorsun parka. Biz de seni kapalı alışveriş merkezlerinin parklarına götürüyoruz arada. Geçen gittik, top havuzlarını çok sevdin, ama yalnız girmek istemedin içeri. İçeride kimse olmadığı için de görevliler izin veridiler girmeme. Yere attın kendini sonra yukarıya baktın, merak ettim niye öyle gözünü kırpmadan bakıyorsun diye, sonra anlaşıldı, meğer çok derin düşünüyormuşsun,
Top havuzunun tepesinde file vardı ve nasıl olduysa oraya birkaç tane top çıkmış, havada asılı duruyordu.
- Anne, orası benim yetişemeyeceğim kadar yüksek !!! dedin şok oldum ... Çok uzun ve bağlaçlı cümleler kurmaya başladın artık.

Tuvaletin gelince de
- Anne tuvalete gitmem gerek ! diyorsun, kibar oğlum benim :))
Daha neler neler var da hep unutuyorum ...




19 Aralık 2010 Pazar

HAYRANız biz sana :)

Oğluşumun kankisi Kıvanç :) Maşallah mavişime ... Her çocuk gibi arada bozuşuyorsunuz ama sonra hemen barışıyorsunuz :)

Eve gelen misafir çocuklarla görülen değişmez manzara :) ev içinde doğal zıp zıpp :))

Temizliğe de yardım eder, toplamaya da benim oğlum :) her eve lazım :)) geçen gün yerleri silerken tutturdun ben silicem diye, ben de bir kez hevesini al bi daha istemezsin zaten dedim izin verdim, maşallah öyle ciddi yaptın ki işini uzuunn uzun sildin aynı yerleri :)


Kamyonunu şapka yaparken :) Nereden aklına geliyor bilmem böyle şeyler :D


derginin hediye ettiği şerif kemerini kafana geçirdin :))

:)))


Buket'in başlattığı muzurlukla tamir aletleriyle Caulliou'yu muayene ediyorsunuz :))diğer bebeğe de Rosy adını taktın (caulliou'nun kardeşi)



Ne zamandır oğlumun son hallerinden bahsedemedim, gerçi kelimelere sığmaz ama... Kısaca hayran hayran seni izliyoruz son dönemde ve tüm gün senin yeni cümlelerinle, numaralarınla eğleniyoruz, hele hele dedenle anneannenin tek eğlencesi sensin :) Okuldan geliyorum anlatmaya başlıyorlar bana neler yaptın neler ettin ...

En önemlisi tatlı tatlı konuşmaların :) bazen öyle tatlı dilli oluyorsun ki, özellikle de bana karşı :) Mesela
- Hayatımm gel burayaa :))
Uyuyacağımız zaman da anne bana hayatım de, canım de, Umutum de... sayıyorsun, sen de bana aynılarını söylüyorsun :) çok seviyorum o uyku öncesi seremonisini , tabi seni uyumaya razı edene kadarki zor kısmı değil :s

Uykun iyice gelene kadar bazen şarkı söylüyoruz, bazen masallar anlatıyoruz, anne bana Buket'i anlat, anne bana Kaan'ı anlat, Kıvanç'ı anlat, babannemi anlat... Ben de sana herbiriyle ilgili hikayeler uyduruyorum dikkatle dinliyorsun.

Ve sırayla herkesi sevdiğini söylüyorsun, annemi seviyomm, babamı seviyom, emreyi seviyom, teyzemi seviyom, Kaan'ı seviyom, herkesi tek tek sayıyorsun ... sonra da uukum deldi diyorsun esneyerek :)

Aslında mizacın sinirli de olsa, bir yanın da o kadar sevgi dolu ki ! İnanılmaz... Çoğu çocuğun olmadığı kadar sevgi dolusun bir yandan. Ama alışman biraz zaman alıyor insanlara, alışma sürecinde de senin asabi tavırların bazen insanlara itici gelebiliyor, bu da beni üzüyor ama napalım sen de böyle bir çocuksun...

Dilin tamamen çözüldü artı herşeyi konuşuyor, çoğu zaman bizi şaşırtıyorsun ... Buraya hangi birini yazsam sığmaz... Kameraya çekmek lazım zaten unutuluyor bir süre sonra.

Konuşman da çok şeker, özellikle ş harflerini çok kullanıyorsun, mesela sıcağa "şıyak" diyorsun ...

1 aydan uzun zamandır da çok mutlusun, çünkü en yakın arkadaşın geldi, Vasfi deden :) Tüm gün seninle yerlerde yuvarlanıp oyunlar oynuyor, iyi havalarda parka götürüyor, benim okulda olduğum zamanlarda seni o yediriyor, giydiriyor ( anneannesine izin vermiyormuş) bu durumda annem de ben de rahat ediyoruz.
Sana soruyoruz kimin aşkısın diye, dedemin diyorsun :) annenin aşkı kim? diyoruz, babam diyorsun :D
Doktorlar geçenlerde Vasfi dedenin kalbinde problem var diye çok korkuttu bizi. Zor günler geçirdik, üzüldük.. Ama çok şükür korkulacak birşey yokmuş. Allah uzun seneler sağlıkla yaşamayı nasip etsin başımızdan eksik etmesin babacığımı.




17 Aralık 2010 Cuma

Alerji !

Son zamanda bloğa sadece resim ekliyorum, yazmak istediğim hiçbirşeyi yazmaya halim de, vaktim de, keyfim de yok..

Ama şu gelişme atlamayayım, Sık hastalanmandan dolayı yaptırdığımız testlerin sonucu belli oldu ve doktorun söyledikleri şunlar:
alerjik bir bünyen olduğu, o yüzden hassas bünyen olduğu çabuk enfeksiyon kaptığını, ama neye alerjin olduğunu anlamak için 3 yaşını doldurmanı beklememiz gerektiği...
çünkü bu yaştan önce yapılan testlerin doğru sonuç vermediği ( hatta 4 yaşından sonra daha da iyi belli oluyormuş)...
Alerjik bünyeli olduğun için de öksürük problemimizin sık sık tekrarlamasının doğal olduğunu çünkü alerjinin geniz akıntısına yol açtığı, bunun da öksürüğe sebep olduğunu, özellikle tozlu ortamlarda bulunduğunda öksürüğünü daha da artacağı...
Toz ve ev akarları alerjisi ihtimaline önlem olarak peluş oyuncakları evde bulundurmamamız gerektiği...

12 Ocak'ta da ter testi yapılacakmış, yapılması gereken testlerden birisi de oymuş merak ediyorum nasıl bir test olduğunu, inşallah sonuçları da güzel çıkar.


Gerçi son zamanlarda maşallah herhangi bir sağlık problemimiz olmadı ama yine de bu kontrollerin yapılması çok iyi oldu, damlalarını da 2 ay kullanıp tekrar kontrole gideceğiz. Bir de doğal mucizelerden bahsetmek istiyorum bu konuda, öksürük, alerji ve bronşite çok iyi gelen bir formül kullanıyoruz son zamanda.
http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=263896
Biz bu linkten bulmadık ama isteyen ayrıntısını buradan okuyabilir..
1 bardak ılık süte 1 adet bıldırcın yumurtası ve 1 tatlı kaşığı bal ekliyoruz ve çırpıp sana sabah aç karnına içiriyoruz. Ama sadece 15 gün bunu uygulayıp 15 gün ara vermek gerekiyor ve 3 ay bunu uygulayınca sonuç çok iyi oluyormuş ve bağışıklık ta güçleniyormuş.


Akşamları zaten grip vs.den korunmak için ne elma kabuğu, keçiboynuzu, papatya ve ıhlamuru çubuk tarçınla kaynatıyoruz içine de 1 tatlı kaşığı pekmez bayılıyorsun maşallah bu çaya :)

Tüm bebeklere sağlıklı hastalıklardan uzak bir kış dileğiyle...






26 Kasım 2010 Cuma

Bergama'da son günler ve veda...

Bergama'nın ünlü tarihi parşomen kağıdı..



Son akşam zıpzıpa gidip bulamayınca çay bahçesi sefamız :)
Ardından Emin Dayı'nın kızı Merve'nin evine gittik. Onlara gittiğimizde Emin dayıyla resmini çekmemişim çok güzel oynamıştınız çok sevdin :) Merve'nin güzelim koltuğunun tepesinde Umut ...


Mehlika Halan, babannen, ben, sen ...



Geri dönüş yolunda büyükanneannenin verdiği bisküvimizi yerken ...

Yolda molalarda Tayfun abinle çok eğlendin çok iyi anlaştınız :)


Bergama kalesi'nin aşağıdan Asklepion'dan görüntüsü...


Bergama Kalesinin tepesinden resimler...


Kağan'la topitop yeyip babanne'ye de verirken :)


BAbayla dede Akropolis'in önünde muhabbet ediyorlar biz de teleferiğe bineceğiz... buna binicem diye tutturdun :)
babayla ve sonra da anneyle kale manzarası...




Teleskopla kaleye bakmaya çalışırken :)