14 Şubat çikolatam benim minik sevgilim :)

31 Ağustos 2010 Salı

Köy sezonunu kapatıp eve dönüş :)


Hayvanları çok seviyorsun, özellikle de yavru kedileri :) Hilmi amcamızın minik kedisini sürekli kucaklayıp sarılıp ordan oraya taşıyıp durdun :) Hatta bizden yüz bulsan eve bile getirecektin kediciği, sürekli anne kedi istiyomm deyip durdun :)




Bu da Hilmi amcamın ördek havuzu, evinin bahçesinde arı, ördek, köpek, kedi ve tavuk
var, tabi sen oraya her gittiğimizde o hayvandan bu hayvana koşturuyorsun biz de peşinden koşuyoruz :D






Cimcime Buket te köye geldi, 2 caulliou kıyafetiyle pişti oldunuz :)



sticker posterimiz :) her tuvalete gittiğinde ona birşeyler yapıştırdık, sen de her yapıştırdığımız sticker'la ayrı ayrı konuştun, özellikle araba, motor ve trenlerle...
Bu yöntem bizde pek işe yaramadı sayılır çünkü sticker'ların kaynağına ulaşınca hepsini yapıştırmak istedin :S Ama çok güzel muhabbetler ettin onlarla :) Kameraya da çektim konuşmalarını ama kamera çekimlerinde terslik oldu, her seferinde ya tuvaletini altına yaptın ya da gaz çıkarttın bozuldu çekim :S sansürlemeyi öğrenirsem eklerim onları da :)

TV izleyen yaralı asker :)

Köydeki son günlerimizde sürekli eve istiyom deyip durdun, hava da bozmaya başlamıştı zaten,zamanlamamız iyi oldu. Ama dedenden zor ayrıldın, "sen de nenn" deyip durdun :)
Çok şükür böyle bir fırsatımız var, açık havada yeşilliğin, hayvanların içinde çok rahat ediyor, taze taze mamalar sütler içiyorsun.

29 Ağustos 2010 Pazar

Tekirdağ & Silivri buluşmalarımız

Hazır tekirdağ sınırlarındayken, forumdan arkadaşlarımızın buluşacağı haberini alınca, fırsatı değerlendirelim dedim, köyden ulaşım için biraz uğraşsam da sonuçta güzel 2 gün geçirdik :)

Esra teyzemize giderken minibüste :)


Esra teyzemizin evinde Umut Bey'e poz verdirtmeye çalışırken, ama ne fayda durmaz ki yerinde :S

Esra ve 2 bebesi maşallah size ...


Bu da araba saatini beklerken kahvaltı molası :)



Burcu Teyzemizi de ziyaret ettik, saatlerimiz uyuşamasa fazla görüşemesek te yine de buluşmak güzeldi...





Erkekler Lara'nın odasını karıştırıyor :)


Minik arkadaşlar :)


Oğlum bebek görünce dayanamaz, sever,cici yapar, öper, oynar :)




Esra'ya bir önceki evinde ziyarete gittiğimizde yine perdelerle haşır neşir oynamıştınız, Perde kuşları :)









26 Ağustos 2010 Perşembe

Karışık

Köyde hiç canın sıkılmadı, sürekli kavun karpuz yükledin kamyonuna taşıdın durdun onları :) itfaiyeyi ve kamyonu aynı gün almıştık marketten, her yeni oyuncak aldığımızda yaptığın gibi o gece onlarla uyudun :)


Araba yıkamayı da çok sevdin :)



O kadar sevgi dolusun ki bunu çok güzel ifade ediyorsun :) tabii ki herkese değil, daha çok bana, babana, Vasfi dedene ve oyuncaklarına :) seviyo anne, seviyo! deyip öpüp durdun ilk gün yeni oyuncaklarını :)


Deniz'in ve dedenin denizden topladığı taşları itfaiyeye doldururken :)

Almanya'dan Can abinler gelmişti, çok iyi anlaştınız maşallah :) ZAten seni herkes Can'ın bebekliğine benzetiyor, o da çok asabi bir ilk çocukluk geçirmişti, herşeye sinirlenirdi. Ama şimdi maşalah çok sakin, inşallah sen de öyle olacaksın büyüdükçe...
Herşeyi ben yapıcam krizlerin hat safhada son aylarda özellikle son günlerde... Musluğu ben açıcam, ben kapatıcam, suyumu kendim bardağa dökücem, daha neler neler... Yapacağın birşey de olsa yapamayacağın da tutturuyorsun "mennnn" diye :S Biz yaparsak ta kıyamet kopuyor, ama önce kendin deneyip yapamayacağını anladığın zaman pes ediy bize yaptırıyorsun, ama önce illa ki şansını denemek istiyorsun. Bu huyunu anlayana kadar bayağı bir kriz atlattık, önceden sen yapamazsın deyip yapıyordum ama şimdi önce sana denetiyorum...
Yukarıdaki resimde de denize indiğimiz tepeden ben kendim inicem kendim çıkıcam diye tutturduğun anlarda... Ben bile bazen dengemi kaybedersem diye korkuyorum... Babanın kontrolünde çok ta güzel indin çıktın maşallah :)
Bir önceki denize gittiğimizde deniz dalgalıydı biraz ve ürktün, sonraki gidişimizde dalga yoktu ama bu sefer de baban da seni 5 metre falan kadar mesafeden dedene fırlatmasın mı :S Çok korktun, çok ağladın, "baba boğdu" deyip durdun :)

Şnorkel takmaya da pek bi heves ettin :)

Kumdan kaleler yaptık :)










İşte Kıyıköy, karadeniz genelde dalgalı oluyor ama Allahtan bizim gittiğimiz yerde doğa 20 metre kadar hiç derinleşmeyen ve dalgalanmayan bir alan oluşturmuş çocuk havuzu diyoruz biz oraya :)


dEnizde acıktık mangal yapıyoruz :) ;Şu duruştaki ciddiyete de dikkat çekmek lazım ama :)


İştah durumun yine sinir bozucu vaziyetteydi, ama karpuz, kavun, mısır ve ızgara ve bir de irmik helvası favorilerin ...

Havuzda kavun keyfi...


Tahtalardan kule yapınca pek bi sevindin :)

Burada da ince silindir tahtaları dikip, minareye benzettin sanırım "anne bissillah" dedin :) (bismillah) ezan okunurken bazen korkuyordun, ben de sana annecim amin okuyolar bismillah okuyolar diyordum artık ezan duyunca cami görünce öyle diyorsun :)
Yeri gelmişken dil gelişiminden de bahsedeyim, son 1 aydır hızla ilerlettin sayılır konuşma işini. Köyde yazmıştım söylediğin bazı şeyleri şimdi ekliyim...



Umut'tan nağmeler

Son zamanda özellikle 2 ve 3 kelimeli cümleler kurmaya başladın.

***Gece olmuş, Umut kamyonuyla kavunları taşıyor,
- Umut hadi uyuyalım annecim
- anne talışıyo istiyooo :) ( çalışmak istiyomuş böcek :)
Uyuyacağı zaman da yatmamak için onca inat edip zorla yatağa yatırıp bisürü ağlayıp sonra da iyice uyku bastırınca
- anne uyuyo istiyo :)


Başka bir akşam,
- popomuzu yıkayalım yatalım annecim
- Mamam kaalım, uyu yokk :)) ( tamam yıkayalım ama uyumak yok :)

Bugünlerde unuttu lafını da çok kullanıyorsun. Gezmeye gideceğiz, evden çıktık, koluna bakıyorsun ve sanki saat takıyormuşsun gibi
- Anne taat uuttu :)
- Kim unuttu oğlum?
- Ubut :)

Elma yerken arı rahatsız edince
- ayı ditt alma yiyo :)

Kavuna karpuz dediği için
- Annecim o kavun
- kaun diil, tatuzz :) çüçük tatuzz :)

Yengemlere gidiyoruz ve annemle babam konuşuyor, Ümitin arabası burda diyorlar, Arabası da bugünlerde favori rengin,
- Übüt ayaba siyah ( Ümit'in arabası siyah)



Altına çişini yapınca üzülüp ağlamaya bahane aramış, Emre ve Ümit enişten İstanbul'dalardı ama suç onlarınmış :D İçli içli ağlayarak geldin ve
- Anne tatuzz uuttu :((
- Kim unuttu oğlum?
- Ebbe uuttu, Übüt uuttu :)



geçen akşam misafiri geçirirken babam arabayı çıkarması için “sağa git, sağa “ diye yardım ederken çok hoşuna gitti ve o günden beri bisikletinle giderken sürekli gülerek böyle diyorsun :)

“Sağa didiyom” (Ellerini yukarı kaldırıp sallayarak :)
Ve o günden sonra kim arabayla gelip gitse, evden arabayı çıkartırken hep yol gösterdin, sağ el havada, "sağa dit sağa sağa :)"


Senin resimli kitaplarından birine göz atıyoruz ve kuşlarla ilgili bir kitap bir sürü kuş resmi var, senin ilk kelimen de
baba yeğde? ( babamız Japonya'da olduğu için o kadar özlemiş ki kuşa babasını soruyor :(

Annemlerle muhabbet arasında birkaç ay sonra ehliyet alıyım diyorum, Umut ta şöyle diyor:-
- men de alıyo istiyo :)


babamla sAvaş bahçede arabayla uğraşıyorlar,
- Men de tayi ediyo istiyo :) ( ben de tamir etmek istiyorum)

arabayla giderken
- Şavaş hızlı didiyon :)

bizi çağırırken sesleniyorsun :
"anne/ bana neennn! (gel)
işimiz varsa hemen yanına gelemezsek te sabırsızlanıyorsun ve "bi yakka nennn" ( 1 dakka gel) :) çok gülüyoruz, böyle tatlı dili bekletmemek lazım dimi ama :)

Son zamanlarda çok sık kullandığın tamlamalar var sırada...
bi yakka (bi dakka)
du bakıyım
men de deliyo
men de istiyo

Oğlum seni çok seviyorum
men de seviyo
Sevgi gösterilerinde bana sarılıp sarılıp
seviyo anne seviyo... ( seni seviyorum anne :)



Ablacığım ve Denizime veda :((

Deniz'im, canım ablam ... 1 Ağustos'ta Amerika'ya gittiler bir süreliğine. Umarım orada herşey yolunda gider ve hiçbir zorlukla karşılaşmazlar. Ama şu bir gerçek ki sık sık iş dönüşü bize gelip birlikte oynamalarınızı, DEniz'in sesini aşağı kapıdan duyduğun gibi sevinçle ona seslenmelerini, kapıda görünce hemen sırt çantasını alıp içeri koymalarını çok özlüyorum :(

CAnım Şte bu da deniz'ime veda pastam. İnsan o kadar uğraşır da Hello kitty'nin bıyığını yanlış yere çizer mi! cahilliğin bu kadarına da pes :DD
O gün köye uzun süreliğine gideceğim için evdeki hazırlıklarım ve de bir önceki akşam ablamlara veda partisi düzenlediğim için yorgunluğuma veriyorum artık ...







Umut pastaya yeni bir renk getirdi :))









23 Ağustos 2010 Pazartesi

Tuvalet eğitimi, çook zormuş :((
















Sonunda evimizdeyiz :) Bu yaz köye kapandık resmen ama kötü mü oldu hayır :) Sen dedenle oyunlar oynadın arada kedi köpeklerle eğlendin, ben de anneciğimin yanında hazır yemek, evdeki sorumluluklardan yoğun işlerden uzak biraz dinlenme fırsatı buldum. Ama dinlenebildim mi hayır :( Çünkü çok zor bir sürece girdik ve uyku problemimiz de oldu yine.

Bol bol resimler var tabi, ama şimdilik köyde yazdığım çoook uzun post'u ekleyip evimin işlerine koyuluyorum :(

Hazır köydeyken ortam müsaitken tuvalet eğitimi işine bir girişelim dedik, bol bol külot ve birkaç tane alıştırma külodu yanımıza alıp, bir de tavsiye edilen şekilde her tuvaletini yaptığında lazımlığa yapıştırılacak ödül çıkartmaları alıp niyetine koyulduk ( bu işi bayağı abarttım tabi, arabalı, gülen yüzlü, ayıcıklı ve yıldızlı çıkartmalar :) Memeyi, emziği ve biberonu birkaç gün içinde kolayca bırakmış olduğun için bunu da kolay hallederiz diye düşündüm ama düşündüğüm gibi birkaç günde halledilecek bir iş değilmiş bu :S

3 gün boyunca arada arada lazımlığa oturttum seni, oturmasına oturdun, dergiler, kitaplar okuduk birlikte, şarkılar söyledim, oyunlar oynattım ama tıkkk yok :( 3 gün boyunca 1 kere bile lazımlığa oturduğunda tuvaletini yapmadın, sürekli altına... Allahtan sürekli bahçede ve terasta gezdiğin için halı, koltuk vs.. batmadı. Ama ben de bu sürede çok gerildim, sanırım biraz acele ettim seni de bunalttım. Sen de sıkıldın ve çok agresif tavırlar göstermeye başladın. Tüm gün “ı ıııııı” diyerek çatık kaşlarla dolaşıp bağırıp çağırdın ve her fırsata tabiri caizse terör estirdin. Ben de bu strese daha fazla dayanamadım ve bu işi bir süre daha ertelemeye karar verdim.

Gerçekten agresif tavırların birkaç günde düzeldi, İstanbul'a gidip tekrar köye döndük ve 2. deneme turları başladı :) Ve bu sırada bir gelişmemiz oldu, sonunda kısa cümleler kurmaya başladın,
Bu süre içinde sana sürekli benim oğlum büyüdü ve bebeklikten çıkıyor, artık büyük çocuk bezi (alıştırma külodu) ve büyük çocuk külodu giyecek bezleri bebekler takar diye telkinde bulunmaya çalıştım her fırsatta...
Bu sefer senden istek gelene kadar hiç seni lazımlığa oturtmayı teklif etmemeye karar verdim. Zaten artık bezden rahatsız olmaya başladın ve arada Anne batıyo diyor ya da bezi çekiştiriyordun ben de gece yatarken yine bezimizi takalım ama gündüz büyük çocuk külotları giyelim, hem onlar batmaz ve daha rahat dedim seve seve kabul ettin. İlk gün yine sürekli altına yaptın. Ama ikinci gün siftahımızı yaptık :) Olay şöyle gelişti. Sabah uyandık zaten ilk deneme turumuzdan sonra sabahları genelde altın kuru kalkıyordun ve bu da tuvalet eğitimine hazır olduğunun göstergelerinden biriydi.
Baktım, altın kuru ve hadi bezi çıkaralım büyük çocuk kilodumuzu giyelim dedim. Seni banyonun önünde soydum ve hemen yanımızda da lazımlık vardı. Bir baktım çişini yapıyorsun, hemen lazımlığı tuttum hadi doldur bakalım dedim gülerek :) Senin de hoşuna gitti güldün. Tabi aferin oğlum, bak büyük çocuk oldun artık öğreniyorsun falan filan birsürü övgü sözleri... benden ayrı, anneanne dededen ayrı... babamız Japonya'da ona da telefonda söyledik o da seni kutladı... Şimdi bir çikolatayı hakettin dedim ve sana minik bir çikolata verdim çok hoşuna gitti.

İlk 2 gün arada altına yaptın, arada anne kaka geldi dedin (çişe de kaka diyorsun)çok sevindim, bu işi hallediyoruz çok şükür iyi gidiyor dedim, ama ne olduysa 2 günden sonra geri sarmaya başladık tekrar, ben oturtmayınca tuvaletini söylemiyordun ve çoğu zaman altına yapıyordun. Ama çişin gelince pipini tutuyordun. Ama çoğunlukla inat ediyor, tuvaletin olduğu halde lazımlığa oturmuyordun. Hatta 5 dakika önce seni 3-5 dakikalığına lazımlığa oturtmuş olsam da lazımlığa yapmıyor, yok diyor, hemen ardından yerlere yapıyordun :( Allahtan günde 3 en fazla 4 kez çişini yapıyorsun uzun aralıklar oluyor, tabi çok sıvı alınca ve karpuz kavun yiyince artabiliyor.

Uykudan uyandığın zamanlarda seni lazımlığa oturtursam genelde oturtabildiysem çişini yapıyorsun, ama diğer zamanlarda özellikle çişin kakan yokken oturtmak istersem hatta olsa bile çok sinirleniyor, oturmak istemiyorsun. Zaten kaka hep altına :(

Ne yapacağımı şaşırdım, tekrar vazgeçsem mi dedim ama onu da göze alamadım çünkü uzun aralıklarla çişini yapman ve gece altını ıslatmaman hazır olduğuna işaret. Ve seni banyodaki lazımlığa oturtmamaya ve cici bici daha rahat bir tane almaya karar verdim. Çünkü banyoda heryeri ellediğin zaman sinirlenip seni geriyordum çünkü pis ellerinle ağzımı yüzümü ellemeye çalışıyor, şımarıyordun. ben de bu işi banyo dışına taşırsak ikimiz de daha rahat ederiz diye düşündüm.
En sevdiğin renk olan yeşil çok cici bir oturak aldım sana ve daha rahat ettik çok şükür. Ama yine çok büyük gelişmeler yok. Uyku sonrası çişleri hariç diğerleri genelde altına kaka hep altına, yaptıktan sonra söylemen de bir gelişme sayılır belki, önceden onu da yapmıyordun oyuna devam ediyordun.

Aklıma gelen her yolu deniyorum, arada ödüller verdim çikolataydı, lolipoptu, ama bu da işe yaramadı gibi, çünkü yapmasan da yine tutturuyorsun çikolata şeker ver diye, ya da beni kandırıyorsun, oturuyor gibi yapıyor ama yapmıyorsun ödülünü almak için. Şarkı bile besteledik maşallah bu iş için :D Allahtan şarkımızı seviyorsun :)

Bakalım evimize döndük burada nasıl gidecek çabalarımız... En büyük korkum koltuklara yapman :( Bugün yere ilk siftahını yaptın sonra anne bez dedin,(köyden dönerken bez takmıştım) yok bez bitti dedim. Zaten bezi açtığımda kupkuruydu, biryere gidince seni bezlersem genelde yapmıyorsun, geceleri de bez takmıyorum sadece 1 kez kaçırdın. Bu ilginç, biz geceyi hallettik gibi de gündüz sorun inşallah kısa zamanda ümit verici gelişmeler olur çok bunaldım ve üzülüyorum :(