14 Şubat çikolatam benim minik sevgilim :)

28 Ocak 2010 Perşembe

YAŞASIINNNN!!! ANNECİK TATİLDE :)

Anne olduğumdan bu yana çalışmak daha zor geliyor oğlum. Çünkü seni ağlarken bırakıp okula gitmek, ne yiyip içtiğini merak etmek, tüm vaktimi sana ayıramamak bazen çok zor geliyor :(
Önceden evde oturamam ben bir gün bile derdim, belki şimdi de uzun süre oturamam ama yine de çok değişti fikrim. Ama çok şükür tüm gün ayrı kalmıyoruz çalıştığım zamanlarda da, neredeyse yarım gün okulum. Evimiz de okula yakın olduğu için çok şanslıyız yollarda da vakit kaybetmiyorum :)) Ama yanlış anlaşılmasın mesleğimi seviyorum sadece seni bırakıp gitmek zor :(

Tatile çok ama çok kötü başladık malesef. Geçen hafta baban da Japonya'daydı ve sen de inanılmaz huysuzdun yazmıştım zaten önceki yazıma da. Anneannenle birlikte seni banyo yaptırdık ve sen her zamanki gibi çıkmak istemedin ama çıkman gerekiyordu artık. Çıkardık seni banyodan ama çıldırdın resmen :S ne bezini taktırdın ne de kıyafetlerini giydirttin yırtınarak kriz şeklinde ağladın, bağırdın. Bezini badini deden ve aneannenin yardımlarıyla zorla giydirdim ama çekiştirip durdun ve sonra ikisini de çıkardın. 3 kişi zaptedemedik seni :S Tam 1,5 saat cebelleştik seninle delirdim resmen ne yapacağımı şaşırdım yine :(... ve sonunda sakinledin çok şükür.

Ve tabii ki o kadar zaman çıplak kalmanın bedeli bir hastalık daha oldu. Belki bunu anlattığım yada bunu okuyan insanlar şöyle düşünür " o kadar zaman çocuk çıplak bırakılır mı nasıl oldu da giydiremediniz?" Ama sen gerçekten çok inatçı ve zor bir bebeksin nuh diyor Peygamber demiyorsun yırtınıyorsun. Anneannen bana kızıyordu bu krizlerini görmediği için ve görünce şaştı kaldı inanamadı ve haklıymışsın dedi. İnşallah büyüdükçe geçer bu inatlaşmaların.

Çok ağır bir hastalık geçirmedin bu sefer ama çok öksürdün. Babanla her zamanki gibi hiç vakit kaybetmeden hastalandığın gibi seni doktora götürdük ve şuruba başladık. Şimdi daha iyisin çok şükür. Ama bilmiyorum önceki uykusuzluklarının etkisi mi yoksa şurubun mu neyin?? Tüm gün uyuklayıp öğlen uykunu çok uzun uyumuştun ve zor uyandırdım akşam 7de ve bu gece uyumaz artık derken tüm akşam kucağımdan inmedin ve hep dinlendin.

Bir ara uyaynıp, kalkıp ta koltukta tekrar uykuya daldığında resmini çekmeden edemedim :))
Ve sonra da hayatında ilk defa 9-10 saatten fazla uyudun ve 12den öğlen 1'e kadar uyudun inanamadım :S O kadar hastalık geçirmiştin hiç böyle olmamıştı. Ama öyle iyi oldu ki anlatamam, çok işimi hallettim :)




Sana aldığım uyku tulumunu çok şükür reddetmedin. Ama uyumadan önce giymiyorsun. Sen uyuyunca giydiriyorum ona da şükür. Ama uyuyakalırsam aksıyor tabi. Çok rahatladım onu aldıktan sonra çünkü üstünü çok açıyorsun.
Bugünlerde üstüste gelen hastalıklar ve soğuklar sebebiyle salona taşındık geceleri. Yatakodamızın ısınma problemini çözemedik bir türlü :S Ve tabi benimle yatmaya alıştın mecburen. İnşallah sürekli istemezsin. Keşke bir an önce planımızı gerçeçekleştirip yeni bir eve çıkabilsek ve kendi odan olsa. Olacak inşallah yakın zamanda...


Yalnız son birkaç gündür tatildeyim diye Allah bana acıdı mı ne, şükürler olsun maşallahın var :)) Amannnn dilimi ısırayım!!! okuyanlar da maşallah desin lütfen :)) Lokum gibi oldun maşallah 2-3 gündür. O giymem de giymem, uyumam da uyumam krizlerin gitti artık ne zaman gelirler bilmem aman uzak dursunlar :S Yine giyinmek uyumak istemiyorsun çoğu zaman ama tatlı dille oyunlarla üstesinden geliyorum çabuk kanıyorsun, başka zaman kandırmak ne mümkün :S Belki de tüm gün beraberiz diye rahatladın bilmem artık ?? Baban da geldi oohh rahatladı paşam :) Keşke hep elele dizdize olsak ama malesef mümkün değil :( Senin geleceğin için para kazanmamız gerek.

Aile saadetimiz :) Tatlı böceğim benim pozunu severim senin :)
Ev hali paspal maspalım ama çok seviyorum bu resmi :))

Havalar çok soğuk inanılmaz derecede. Son senelerin en soğuk kışını yaşıyoruz şu günlerde. Sen de hastasın, tatili evde geçiriyorum. Ama hiç şikayetçi değilim, çok ihtiyacım varmış buna gerçekten :)) Tüm gün seninle oyunlar oynuyoruz, çizgi film izliyoruz, ikimiz de çok mutlu mesutuz Allah bozmasın :))


Arka balkondan kar seğrediyoruz sen sıkıldıkça. Çok güzel oyalanıyorsun.
Evin ön tarafındaki karlar arabalar çok geçtiğinden eridi. Orada da geçen araba ve insanlara laf atıyor eğleniyorsun.
Kar ve soğuk ve hastalık nedeniyle evden çıkamıyoruz ama hastane'ye gecenin 4 buçuğunda gittiğimizdekarla tanıştın. Çok kötü öksürüyordun ve kriz şeklinde ağlıyordun sabahı bekleyemedik. Sonra sakinledin ve hastaneye gittik. kar kaplıydı heryer ve lapa lapa yağıyordu dikkatle izledin. Ama akıllı oğlum benim soğuk diye hiç yerinden kımıldamadın sadece seğrettin :)) Hatta eline kar verdim onu bile ellemedin. Belki de geçenlerde pencereden baktığımızda pencerede biriken karı elleyip ne kadar soğuk olduğunu gördüğün için istemedin.

Sana mamalar yapıyorum gıdım gıdım yesen de. O kadar iştahsızlaştın ki oğlum :S ama kek abur cubur tarzı şeylere hiç hayır demiyorsun. Ama ben senin sürekli hazır gıdalara alışmanı istemediğim için çok sevdiğin süt diliminin ev versiyonunu icat ettim çok daha besleyici ve sağlıklı hem de :)) Bayıla bayıla yedin :)
Sen doğduğundan beri bir türlü eleyip tab ettiremediğimiz resimler öyle birikti ki, inat ettim yaptırıcam resimlerini. Birkaç haftadır onlarla uğraşıyorum zaten. Sen uyudukça ve işlerden fırsat buldukça onları seçip kolajlıyorum yoksa 1000 tane resim çıkarmam gerekir. Böyle iyi oluyor 2-3 hatta bazen 5 resmi kolajlıyorum elemeye kıyamadığım pozları da kullanmış oluyorum böylece.

Silikon damak kaşıyıcısını bugünlerde özellikle akşamları elinden düşürmüyorsun. geçen gün kulaktan ateşölçerin yedek uçlarını bulmuşsun ve kutudan 2 tane alıp parmaklarına geçirmişsin çok güldüm :D O da parmağa geçiyo onlar da dimi ama :P

Bu arada!! 6 şubattaki yaşgünü partin de çok yaklaştı heyecan dorukta... Aklım çıkıyor aksilik olursa diye inşallah iyileşmiş olursun tamamen o zamana.

Sürekli o gün için planlar yapıyorum neler yapsam menüde pastanı nasıl yapsam diye. İnşallah herşey yolunda gider canım oğlum... Önümüzdeki hafta da yaşgünü hazırlıklarıyla geçecek yine evdeyiz gibi görünüyor :))

Bi de bu aralar arabalarını takım halinde kullanıyor, 1 tanesini ayırmıyorsun. Bir de onları arka arkaya sıraya diziyorsun, hepsi aynı yöne bakacak ama :DD 1 tanesini öte yana çevirsem hemen geri çeviriyorsun :)) takıntılı oğlum benim :)


Uyurken bile dün hepsini kucağına aldın 1 tanesi düşse ver dedin koydun kucağına hepsini öyle uyudun kuzum benim çok seviyorum seni :))



Yerlerde yatmayı da çok seviyorsun malesef. Bu yap boz oyuncağın da bugünlerde favorimiz :) ama en çok sayıları seviyor, resimleri ayırıp sadece sayıları diziyorsun. Yere oturuyor, beni babanı yada deden evdeyse onu çağırıyor, elinle yanıbaşını gösterip otuu otuuu diyorsun bitiyoruz :))

İşte resimleri yere atıp bi de hırsını alamayıp yerde savurup :DD sayıları dizdiğin resimler :)

Konuşma becerin ağır adımlarla ilerliyor. biraz geç kaldık bu konuda ama olsun olacak hepsi :) söylediğimiz kelimelerin özellikle ilk hecelerini tekrarlıyorsun genelde o da canım isterse :)

Bugünlerde sık kullandığın kelimeler şunlar: daha çok kendi dilini üretiyorsun aynısını söyleyemiyorsun. Ama neredeyse herşeyin ilk veya son hecesini biz söyleyince tekrar ediyorsun.

emmemmm ( aslında anne diyebiliyorsun ama emmee demeyi daha çok seviyorsun nedense. Bugünlerde de içten içten emmemm yani "annem" diyorsun içim gidiyor :)

kuğaaaa (kumanda) TVnin ya da klimanın kumandasını aradığın zaman söylüyorsun


veğ (önceden meh diyordun )


aamaa (elma)

muu (muz)


düüü (süt)

bahhh (bak)


kaaakk (kalk)


otuu (otur)


addaa (atta)


moo mooo (ne alakaysa, yorgan :DD)

hade (hadi)

bığaaakk (bırak)

bebee (TVde bebek görünce çok seviniyor bebee diyorsun :)

baa (araba)

abbaa (abi & abla ikisine de aynı şeyi söylüyorsun)

çii (çikolata)

ciii (çizgi film)

diiiiit ( git)

koooo (koy)

gooo (yok)

pa (kapa)

ba (banyo)

pağa (para)

Yani genelde kelimlelerin ilk ve son hecelerini söylüyorsun
Aklıma geldikçe yazarım şimdilik bunlar var aklımda.



30 Ocak
Bugün seni oyalamak için camdan baktırdım ve görünce şaşırdın, kaç gündür dışarısını bembeyaz görmeye alışmıştın, ve tepkin şöyle oldu:
"kaağ tiii" Belki bunu duyan başka birisi bir anlam veremez ama ben oğluşumun dilini biliyorum "kar gittii" dedi :))

Bir de oyna demeye başladın. Oynayalım mı dediğimizde oynaa diyorsun :))




18 Ocak 2010 Pazartesi

Terrible two !!!

İngilizler boşuna "terrible two"dememişler, yani "felaket iki"


İki yaş sendromuna verdikleri isimmiş bu, nette araştırırken bulmuştum geçenlerde. Bu konuyla ilgili birkaç link de ekleyelim.
bu birincisi,
bu ikincisi..
bu üçüncüsü
Hepsinde benzer şeyler yazıyor ama arada önemli şeyler de var birbirinde yazmayan. Ben bugünlerde ezberlercesine okuyorum bunları hem kendim, hem anane, dede ve babana.
Şimdi gelelim biz bu dönemi nasıl geçiriyoruz?

Tabii ki gelişiminin her aşamasında olduğu gibi en uçlarda geçiriyoruz. Çocukları biraz daha büyük olan bazı arkadaşlarıma soruyorum ama haberleri bile yok bu dönemden ve çocuklarında bu tarz belirtiler görmemişler. Kendileri de çocukları da ne şanslılar !


Biz gelişim yönünden şanssız mıyız bilmem. Herkeste görülmeyen çok can sıkıcı sorunlar hep bizi buldu ve hem seni hem bizi çok yıprattı kuzucum :( yine de Allahımıza binlerce şükür tabi sağlığımız yerinde. Allah dermansız dertlerden korusun.


Aşağıdaki satırları önceden yazmıştım. Çok bunaldığım ve hareketlerinin nedenini tam olarak anlayamadığım, okusam da belki algılayamadığım anlarda yani.

Ama şu an belki okuduğum bu sorunla ilgili makaleler sonucu, sende yada bende bir problem olduğu tezimin büyük ölçüde çürümesi :) Belki tüm sıkıntımı yazıya döküp içimi boşaltmam, ya da bugün aktardan aldığım anason, kantaron ve lavanta çay karışımının verdiği huzur olabilir :)Hepsinin etkisi bir arada.








Şimdi o kara satırlar :(


Canım oğlum, son zamanlarda o kadar zor günler geçiriyoruz ki seninle anlatamam. Zaten doğduğundan beri bana aşırı düşkünsün de, son zamanda bebekliğine döndün sanki, sürekli seni kucağımda taşıyım, 1 saniye yanımdan ayırmıyım istiyorsun. Öyle ki seni bir şekilde çizgi filme ya da dedenle oyuncaklarla oynarken oyalanırken fırsat bu fırsat gidiyim su içeyim, elimi yıkıyayım, dişimi fırçalıyım diyorum kii, hangi arada benim yokluğumu anlıyorsan 30 saniyeyi geçmiyor "anneee" "emmeeee" diye yanıma geliyorsun ve seni kucağıma almamı istiyorsun. Nerde yemek yapmak ya da bulaşık yıkamak :S sağolsun annecim durumumuzu görüp bana hiçbir iş yaptırmıyor. Dedenin de ayağı biraz rahatsızlandı son zamanda, kadıncağız hem ona hem bize yoğun bakım yapıyor. Korkuyorum onun da vücudu bu yorgunluğa artık dur diyecek rahatsızlanacak diye Allah korusun, elleri dert görmesin hakkını ödeyemem...

Bu hafta bir de karne notları veriliyor onun telaşı ve stresi var tabi. Hiç fırsat vermiyorsun uğraşmama. Okulda ne yapabilirsem yapıyorum. diğer taraftan ikimiz de hastayız ama bu sefer sen fazla ağır geçirmiyorsun çok şükür. Ama yine o da rahatsız ediyordur seni tabi. Baban da yine japonya'da :( o da etkilidir tani.. Az biraz ortaya karışık oldu galiba bu sefer. Bir de çıkmaya çalışan kök dişlerini unutmamak lazım belli ki rahatsız ediyor. Diş fırçaşını ve damak kaşıyıcısını hep arka dişlerine götürmeye çalışıyorsun haşin haşin.. Dişlerini de inanılmaz zor çıkarıyorsun her seferinde zaten.

Keşke bunlarla kalsa sıkıntımız, bir de durduk yere öfke nöbetleri geçiriyorsun, bebekliğindeki kolik nöbetlerine benziyor aynısı hatta :S Birşey istiyorsun ağlayarak, ağlamak kelimesi çok sönük kalıyor gerçi resmen yırtınarak :S Cümle kuramadığın için de anlayamıyoruz ne istiyorsun, meehh meehh diyorsun sadece (ver) ama bir ne ne istediğini söylesen :( Sadece "ver!!!!!" delirmek işten değil. Zaten iştahın iyice azaldı tüm gün doğru dürüst birşey yemiyorsun, Herşeye itiraz ediyorsun ( yelek, ev ayakkabısı vs.. giymeye, bazen altını değişmeye...) Çok sık hasta olduğun için de sen üzerindekileri çıkardıkça hyine hasta olacaksın paniği beni çok üzüyor.

Zaten uykuya oldun olası düşmansın,birkaç gündür seni uyutacağım anlar daha da kabusa dönüştü ikimiz için de. Ağlama nöbetlerinde ne kucağıma geliyorsun, ne eline verdiğim şeyleri tutuyorsun, ne de söylediklerime kulak asıyorsun. Sadece avazın çıktığı kadar bağırıp eline verdiğimiz herşeyi fırlatıyor, bize vurmaya çalışıyorsun.


Her yolu deniyorum, önce tatlım gel kucağıma annecim nolur ağlama, çok üzülüyorum diyorum ama hiç oralı olmuyorsun. Oyuncaklarla oynatmaya çalışıyorum seni ama daha da sinirleniyor, oyuncakları alıp fırlatıyorsun. TVyi gösteriyorum aa annecim bak hov hov, bak tavşan ne tatlı.. ama bu sefer gidip TVyi kapatıyorsun ya da hiç bakmıyorsun bile o tarafa :S En sonunda elim kolum bağlı kalıyor ne yapacağımı şaşırıyorum.


Sen ağlıyorsun ben ağlıyorum :(.... Soruyorum kendime ben nerde hata yaptım acaba neyi eksik yaptım neyi yanlış yaptım diye??? Kahroluyorum resmen. Arada da düşünüyorum acaba hiperaktivite ya da başka bir rahatsızlığın mı var? diye.. aklımdan geçmeyen yok çünkü anlatılmaz yaşanır ne zor anlar yaşadığımız. Yarım saat 1 saat ağlıyorsun durmadan. Çoğu zaman sabrım tükeniyor ve sinirleniyorum ama ben sana sinirli davrandıkça daha beter oluyorsun ..

Gelgelelim sakinleyince de hiçbirşey olmamış gibi davranıyorsun, gülüyorsun, oynuyorsun, sarılıyorsun çok şükür... Ama çok yıpratıyor bu durum ikimizi de.




Bir uzmana mı gitsek acaba diyorum arada. Bu dönemi daha kolay mı atlatırız? 15 Şubatta 2 yaş kontrolün var, bakalım doktor ne diyecek bu duruma. Gerçi artık bu agresif tavırlarının sebebini tam olarak öğrendiğim için biraz daha rahatladım ve sana nasıl davranmam gerektiğini öğrendim. Yine de çok zor oluyor. Çünkü öfke nöbetlerinde ve tutturmalarda ilgilenmemek kendi haline bırakmak gerektiğini öğrendim. Okuldaki özel eğitim öğretmenimiz de aynı şeyi söyledi. Bu görmezden gelme başlarda daha da arttırırmış öfkeni, ama bir süre sonra düzene girermiş. İlgilenirsek, sinirlenip bağırıp çağırırsak ya da kucağımıza alırsak daha da ilerlermiş bu durum. O yüzden sabrediyoruz. İnşallah çabuk geçer bu dönem.



Bu video birkaç ay önce çekildi. Doğduğundan beri böyle birşeye sinirlenip tutturma nöbetlerin oluyor. Şimdilerde çok daha şidddetlilerini yaşıyoruz ama tabi o anlarda kamerayı çalıştırmak aklıma bile gelmiyor. Burada da sinirlendin ve bezimi çıkartın diyorsun :S Aça çıkartsak yine birşey bulup bağırıyorsunm :(







Biraz da gülelim :) Dişlerinde biberon çürükleri oluşmaya başladığından beri diç macunu kullanmaya başladık doktorun önerisiyle. Bu daha önceden alıştırma turlarımızda çektiğim bir video. Facebookta teyzelerimiz için eklemiştik. Yalnız bu videonun izlenebilmesi için facebook sayfasının PC de açık olması gerekiyor.
Umutun diş fırçalama videosu için tıklayın :))




Bu arada biraz da güzel şeylerden bahsedeyim. 2 yaş demişken, 2. yaşgünün de çok yaklaştı. Çok heyecan sardı ne zamandır. Ne zamandır onun planlarını yapıyorum. İnşallah h asla falan olmayız çok sık hastalanıyoruz malesef :S Okuldan eve mikrop mu taşıyorum ne :(



Bu sene forum arkadaşlarımızla da kutlayacağız inşallah yaşgününü. 2 yaşgünümüz olacak ve davetiyelerimiz de hazır.

Bu, kısmetse 14 Şubat'taki yakın aile üyeleriyle kutlayacağımız partimiz için.



Bu da forum arkadaşlarımızla 6 Şubat'taki kutlamamız için :))



Bu davetiyelerdeki katkılarından dolayı net perime çok ama çok teşekkürlerimi sunuyorum :) Sorularımla çok bunalttım belki, ama inanılmaz mutlu oldum katkılarından dolayı.

11 Ocak 2010 Pazartesi

Bu ay 2 önemli gün vardı... biri benim yaşgünüm,

biri de yılbaşı.


Yılbaşından önce İzmir Bergama'dan babannen ve deden geldiler. Gündüz sana onlar baktılar maşallah çok iyi anlaştınız :)
Özellikle deden sen sıkıldığın zaman dışarı çıkardığı için bayıldın :) Canın sıkılınca ya da gezme lafı duyunca hemen dedenin montunu şapkasını bulup eline verip giyy giyyy dedin :))
Ben okula giderken her zamanki gibi uyanıksan zorluk çıkardın. Anne diyebildiğin halde nazlı nazlı "emmee" diye sayıklamana çok güldüler :)

Eminönü gezmemiz. Allahtan o gün hava yazdan kalmaydı çok rahat gezdik.






:))

Her zamanki gibi oyuncaklarda çok eğlendin :)


kalemle birşeyler çizmeye bayılıyorsun.


Bu geçen sene yılbaşında minik Umut :)

Bu da bu sene noel anne ve oğul :D

Masanın üzerine çıkmaya bayılıyorsun. Yılbaşı gecesi de çıkılır ama dimi :))


Şapkayı oturtmaya çalışıyorsun :))

Şirinim :))

Nasılımmm ?? :)

Sıkıldım ama ..

Güzel bebeğim :)

Bu süsleri niye taktınız bana yaaaaa >:

Yılbaşı pastamız. Kendi ellerimle yaptım :)
Senin için süsledim ve iyi ki de süslemişim bayıldın :)

Pastayla oynarken :)


Bunlar da 30 yaşıma bastığım günün ertesi. Anne artık 20li yaşlara veda etti :( Baban iş için Japonya'daydı ve buruk bir yaşgünüydü, ama ertesi gün Kadriye teyzenler sağolsunlar pasta alıp getirdiler ve mini mini bir kutlama yaptık.


Burada da Ahu teyzenlerdeyiz ailecek. Bu resimi çok sevdim.



Lise arkadaşlıkları bir başka derler :)

CAnın çok sıkıldı ve huysuzluk yapınca yeni doğacak olan bebişin Ela prenses'in bebek arabasını kaptın ve annesinin izniyle evin içinde sürdün. ardından da bebek arabasında TV keyfi yaptın :))


2 Ocak 2010 Cumartesi


Annesinin en sevdiği rujunu alıp kendini bir güzel batıran yaramaza bakın :))


Buket Ablasıyla oynuyor :)






Emre abimizin evindeyiz..

Işıkları koltuğa çıkıp açıp kapatmak favori oyunlarımızdan..