14 Şubat çikolatam benim minik sevgilim :)

19 Aralık 2010 Pazar

HAYRANız biz sana :)

Oğluşumun kankisi Kıvanç :) Maşallah mavişime ... Her çocuk gibi arada bozuşuyorsunuz ama sonra hemen barışıyorsunuz :)

Eve gelen misafir çocuklarla görülen değişmez manzara :) ev içinde doğal zıp zıpp :))

Temizliğe de yardım eder, toplamaya da benim oğlum :) her eve lazım :)) geçen gün yerleri silerken tutturdun ben silicem diye, ben de bir kez hevesini al bi daha istemezsin zaten dedim izin verdim, maşallah öyle ciddi yaptın ki işini uzuunn uzun sildin aynı yerleri :)


Kamyonunu şapka yaparken :) Nereden aklına geliyor bilmem böyle şeyler :D


derginin hediye ettiği şerif kemerini kafana geçirdin :))

:)))


Buket'in başlattığı muzurlukla tamir aletleriyle Caulliou'yu muayene ediyorsunuz :))diğer bebeğe de Rosy adını taktın (caulliou'nun kardeşi)



Ne zamandır oğlumun son hallerinden bahsedemedim, gerçi kelimelere sığmaz ama... Kısaca hayran hayran seni izliyoruz son dönemde ve tüm gün senin yeni cümlelerinle, numaralarınla eğleniyoruz, hele hele dedenle anneannenin tek eğlencesi sensin :) Okuldan geliyorum anlatmaya başlıyorlar bana neler yaptın neler ettin ...

En önemlisi tatlı tatlı konuşmaların :) bazen öyle tatlı dilli oluyorsun ki, özellikle de bana karşı :) Mesela
- Hayatımm gel burayaa :))
Uyuyacağımız zaman da anne bana hayatım de, canım de, Umutum de... sayıyorsun, sen de bana aynılarını söylüyorsun :) çok seviyorum o uyku öncesi seremonisini , tabi seni uyumaya razı edene kadarki zor kısmı değil :s

Uykun iyice gelene kadar bazen şarkı söylüyoruz, bazen masallar anlatıyoruz, anne bana Buket'i anlat, anne bana Kaan'ı anlat, Kıvanç'ı anlat, babannemi anlat... Ben de sana herbiriyle ilgili hikayeler uyduruyorum dikkatle dinliyorsun.

Ve sırayla herkesi sevdiğini söylüyorsun, annemi seviyomm, babamı seviyom, emreyi seviyom, teyzemi seviyom, Kaan'ı seviyom, herkesi tek tek sayıyorsun ... sonra da uukum deldi diyorsun esneyerek :)

Aslında mizacın sinirli de olsa, bir yanın da o kadar sevgi dolu ki ! İnanılmaz... Çoğu çocuğun olmadığı kadar sevgi dolusun bir yandan. Ama alışman biraz zaman alıyor insanlara, alışma sürecinde de senin asabi tavırların bazen insanlara itici gelebiliyor, bu da beni üzüyor ama napalım sen de böyle bir çocuksun...

Dilin tamamen çözüldü artı herşeyi konuşuyor, çoğu zaman bizi şaşırtıyorsun ... Buraya hangi birini yazsam sığmaz... Kameraya çekmek lazım zaten unutuluyor bir süre sonra.

Konuşman da çok şeker, özellikle ş harflerini çok kullanıyorsun, mesela sıcağa "şıyak" diyorsun ...

1 aydan uzun zamandır da çok mutlusun, çünkü en yakın arkadaşın geldi, Vasfi deden :) Tüm gün seninle yerlerde yuvarlanıp oyunlar oynuyor, iyi havalarda parka götürüyor, benim okulda olduğum zamanlarda seni o yediriyor, giydiriyor ( anneannesine izin vermiyormuş) bu durumda annem de ben de rahat ediyoruz.
Sana soruyoruz kimin aşkısın diye, dedemin diyorsun :) annenin aşkı kim? diyoruz, babam diyorsun :D
Doktorlar geçenlerde Vasfi dedenin kalbinde problem var diye çok korkuttu bizi. Zor günler geçirdik, üzüldük.. Ama çok şükür korkulacak birşey yokmuş. Allah uzun seneler sağlıkla yaşamayı nasip etsin başımızdan eksik etmesin babacığımı.




Hiç yorum yok: