14 Şubat çikolatam benim minik sevgilim :)

10 Mayıs 2009 Pazar

Bahar geldiiii :)))

Sonunda bahar geldi ve sık sık dışarı çıkıyorsun senden mutlusu da olmuyor dışarı çıkınca. Ama ne kadar çıkarsan çık yetmiyor, her seferinde ağlaya zırlaya kavga dövüş içeri sokuyoruz seni. Ne güzel Vasfi deden seni her gün gezdiriyordu ben okuldan gelince de rahat ediyordum ama artık deden köye gitti ve iş başa düşüyor. Deden seninle parka gitmekten çok büyük keyif alıyor, hele ki yürümeye başladığından beri daha bir istekle götürüyor, çünkü sürekli kendi kendine senin yürüdüğün, çimlerde koşturduğun, dedenin elini tutarak dolaştığın günleri görebilecek miyim acaba köye gitmeden” diyormuş. Ve bunu kaçırmadığı için çok seviniyor. Deden her sene erkenden köye gitmek isterdi İstanbul’da sıkılır duramazdı ama bu sene farklı nedense. Mayısın ortasında zor gitti köye gitmeden önce de seni de alıp anneannenle birlikte gitseler diye şakayla karışık çok ısrar etti ama ben oğlumdan kesinlikle ayrılamam daha çok küçük diyerek her seferinde heveslerini kursaklarında bıraktım maalesef.
Artık bazen baban işe gitmeden götürürse kısa süreliğine seni parka götürüyor ya da ben okuldan gelince götürüyorum




























Bazen hiç dışarı çıkacak halim olmuyor, o zaman da balkona çıkıyoruz o zaman da çok mutlu oluyorsun. Ama balkona çıkınca da kendi kendine oynayıp vakit geçirmiyorsun ve illa ki seni kucağıma alıp dışarısını göstermemi istiyor elinle yukarıyı işaret ediyor beni kaldır diyorsun.
Balkonda çamaşır asacağım zaman da seni yanıma alıyorum sen de beni izliyor, elinden düşürmediğin tişörtünü silkeliyor beni taklit ediyorsun.
Mandallarla oynamaya da bayılıyorsun. Onları sepete yerleştirip geri yere döküyorsun. Topla oynamak ta çok hoşuna gidiyor.





































































Önceden seni parka götürmek çok daha rahat, pusetinde etrafa bakınıyor sıkılınca da bağırıyor eve gitmek istiyordun. Artık yürüdüğün için 1 kişi gidersek yanmışız:s birlikte ilk defa parka gittiğimizde yorgunluktan öldüm… Çünkü sürekli kaydıraktan kaymak, tahterevalliye binmek, çimlerde koşturmak istiyorsun ve hepsinde pişinden koşturmak gerekiyor. Bi de taşlara falan düşersin diye ödüm patlıyor. Arada ufak tefek düşüşlerin oluyor ama hiç bozuntuya vermiyor, hemen kalkıp yola devam ediyorsun. Yürürken elinden tutarsak ta kıyamet kopuyor :s

Kaydıraktan kaydıktan sonra bi de geri tırmanmak istiyorsun şimdiden başladın parkta yaramazlıklara, önceden kaydırağa tırmanan çocuklara kızardım demek ki başa gelince başka oluyormuş.
Eve gitmek istediğimiz zaman da kızıyorsun. Kavga dövüş gidiyoruz işte.



























Dışarı çıktığımız zaman alt katımızdaki çiğ köftesi amcan seni çok seviyor. Sen de karnın acıkır gibi olursa ona pas veriyor, mamm mamm mamm diyor çiğ köfte istiyorsun. Ama karnın aç değilse hiiçç oralı olmuyorsun pas vermiyorsun o da sana üçkağıtçı diyor.






























































































yürürken de elinden tutarsak kıyamet kopuyor, kendin yürüyecekmişsin efendim :D bu resimde de el havada bırak beni baba yaaaa derken :)























Artık Cuma günleri dersim yok ve anneannen de fırsattan istifade Perşembeden dedenin yanına köye gidiyor ve Pazartesi sabahı geri dönüyor. Yani artık evde yapmam gereken çok daha fazla iş oluyor. Mutfakta ben yemek bulaşıkla uğraşırken sen boş durmuyor, çekmeceleri karıştırıp yerden poşetlere, mercimek, patates, soğan neye ulaşabilirsen dağıtıyorsun.








Yağ tenekesinin kapağını takıp çıkartmak ta en büyük zevkin. Çöp kutusuyla da oynamaya çalışıyorsun ama izin vermiyorum. Sık sık elimizi yıkıyoruz ellerini yıkamaya da bayılıyorsun.
EKLENECEK RESİMLER VAR ÖNCE YAZILARI

Eline aldığın tişörtleri de hamam havlusu gibi boynuna sarmaya bayılıyorsun imaj yapıyorsun sanırım karizmatik oğlum benim.

Baban Japonya’dan geldi ve valizini boşaltıp ortada bıraktı. Sen de bunu fırsat bilip içine girip oyun oynadın. Ama kapağı kafana düşünce sinir oldun.

Çamaşır makinesinin kapağını açıp kapatmak ta yeni hobin. Bizim pek hoşumuza gitmiyor ama neyse. Makine çalışırken de işaret parmağınla gösterip tıss tısss tısss diyorsun ama yanından geçmeye korkuyorsun.


İlk yürümeyi öğrendiğin için sık sık biryerlere çarpıp düştün ve 3 gün arayla yanaklarını morarttın çok üzüldük. Seninle pazara gittiğimizde de hamile bir bayanla annesi de 2 yanağının aynı anda morarmasına anlam verememişler garip garip bakıyorlardı. Sanırım sana karşı şiddet uyguladığımızı düşündüler aman Allah korusun. Görenler şaşırıyor ve merakla bakıyor doktor da seni 2 yanağını aynı şekilde morarttığın için çok becerikli buldu.

Doktor kontrolümüz de iyi geçti boyun 81 cm. kilon da 11.100 gram olmuş. Aşı biraz canını yaktı ama iyiliğin için güzel yavrum. Pnomökok aşımızın sanırım son dozunu olduk ondan kurtulduk.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Yerim seni umut paşa bahar geldi attın kendini dışarılara çok güzelsin çok yakışıklısın iyiki doğurmuşsun zeynepçim

ZEYNEP dedi ki...

Çok teşekkür ederiz serap teyzemiz iyi ki doğurmuşuz bu melekleri :))

Bujang Saili Sirat dedi ki...

Beautiful child. Anak yang comel.(Malaysian Language)